Probiyotikler Neden Önemli?

Probiyotikler Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan çalışmalar tarafından yeterli miktarda tüketilmesi durumunda insan sağlığına faydaları olduğu kanıtlanmış olan canlı bakterilerdir. Özellikle sindirim tüm vücut fonksiyonlarımızı etkilemektedir. Bağırsak mikrobiyotasının dengelenmesi açısından kullanımı önemli olan probiyotikler vücuda savunma mekanizması kazandırmaktadır. Zararlı olan mikroorganizmalarla savaşarak mikrop dengesinin geri kazandırılmasına yardımcı olan probiyotiklerin seçimi aslında son derece zordur. Etki mekanizmasının dikkate alınarak tercih edilmesi gereken bu yararlı bakteriler vücut için uygun miktarda kullanıldığında yararlı birer etkiye sahip olunmasına yardımcı olacaktır. Sindirim sisteminin korunmasını destekleyen bakteriler başta sindirim olmak üzere mikro elementlerin, vitaminleri, ve diğer vücutta bulunan yararlı maddelerin sentezlenmesi için önemli bir rol oynamaktadır. 

Zararlı bakterilerin istilasının engellenmesi, bağışıklık sisteminin güçlenmesi, tüm vücut sağlığı için önemli olan bakteriler alkol tüketiminden uzak durulması ve ani sıcaklık değişimlerinden kaçınılması ile birlikte normal bağırsak dengesinin de sağlanmasını sağlayacaktır. Bağırsakta ortaya çıkan enfeksiyonlar ağız yolu ile girmektedir. Üzerinde zararlı mikroorganizmaların olması sebebi ile hem gıda hem de içeceklerin tüketimi ile birlikte bağırsaklarımıza ulaşırlar. Enfeksiyon bulaşma yollarından bir diğeri de antibakteriyel ilaçlar vasıtası ile tedavi olmaktadır. Bağırsak mikrobiyotasının fizyolojik dengesi üzerinde etkişi olan bu maddelerin alımı vücut için de önemlidir. Çünkü bağırsaklarımız ikinci beyin olarak değerlendirilmektedir. Anne karnındaki gelişim esnasında beyin ve bağırsak duyarlılığı kazanılmaktadır. 

Bağışıklığın Zayıf Olması Nelere Yol Açar?

Günümüzde bağışıklık zayıflığı aslında ciddi sorunlardan bir tanesidir. Özellikle yazın ortasında nezle, sinüzit gibi sorunlarla uğraşan pek çok kişi bulunuyor. Vücut bağışıklığı düştüğünde de yalnızca enfeksiyonlar değil, kansere de yatkınlık durumu ortaya çıkıyor. Kanser patlaması sorunlarının sebebi aslında tam olarak bu oluyor. Pek çoğumuzda kabızlık, şişkinlik, ishal gibi sorunlar bulunuyor. Gaz sorunu sebebi ile günlük yaşam kabusa dönüşürken bitmek bilmeyen sorunlardan bir diğerini ise alerji teşkil ediyor. Hapşırıp aksırma, gece gündüz kaşınma gibi pek çok sorunun temelini ise probiyotik fakirliği oluşturmaktadır. Hatalı beslenme alışkanlıkları sebebi ile ortaya çıkan bu durumlar  telafisi çok daha zor olan sağlık sorunlarına yol açabilmektedir. 

Vücudumuz yoğurt, et, peynir gibi çeşitli protein kaynaklarına ihtiyaç duyar. Şayet bunlar yeteri kadar yenmiyorsa bir de nişasta, un, şeker gibi zararlı yiyecekler çokça tüketiliyor ise bağışıklık sistemi zayıflayacaktır. Vitaminlerin yeteri kadar alınmaması ve özellikle D vitaminin azalması vücudumuzun bitmesinin de bir göstergesi. Omega 3, Demir, B12 ve probiyotik eksikliği sebebi ile sorun yaşarken diyetisyenler tarafından diyet listelerine kefir ve yoğurt özellikle ekleniyor. Yaşı fark etmeksizin her kuşaktan kişinin bu eksikliğinin tamamlanması gerekiyor. Probiyotik içeriği bakımından zengin olan yiyeceklere ağırlık vererek ve yararlı bakterilerle dost olarak yaşam daha güzel hale gelecektir. 

Probiyotik Eksikliğinin Yol Açtığı Sağlık Sorunları

Probiyotik eksikliği pek çok rahatsızlığın da doğrudan sebebi olmaktadır. 

  • Kabızlık, şişkinlik, ishal, gaz ve geğirme gibi sindirim problemleri 
  • Kronik yorgunluklar 
  • Saman nezlesi, astım ve alerjiler
  • Bilinç bulanıklığı, bellekte yaşanabilecek sorunlar veya öğrenmede güçlük
  • Kilo alma
  • Kalp ritim bozuklukları, kalp ve damar hastalıkları, kolesterol yüksekliği
  • Mrnopozal semptomlar
  • Akne, el ayak parmaklarında mantar enfeksiyonlarının görülmesi
  • Göz kuruluğu ya da bulanık görme 
  • Sersemlik, vertigo, kulak çınlaması 

Gibi rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. Tüm bunlara karşı önlem almak, probiyotik içeriği bakımından zengin olan yiyecek ve içecekleri tüketmek doğru olacaktır. 

Yararlı Bakterilerle Dost Olmak

Yararlı bakteriler içeren probiyotikler oldukça yararlıdır. Hazır gıdalara yönelim oranının çok yüksek olduğu günümüzde bağırsakta dost olan bakterilerin sayısı her geçen gün azalmaktadır. Hastalıklara davetiye çıkarak bu duruma karşı beslenme şekline düzen verilmelidir. Sindirim sisteminde dengeyi sağlayan probiyotikler aynı zamanda sağlıklı bir metabolizma açısından da gerekli olacak. Bu sebeple vücuda dost olan bakterilerin alınması gerekir. Zararlı olarak bakterilerin bağırsak florasında emilmesi çeşitli sorunların yol açmasını ve var olan sorunların tetiklenmesini sağlayacaktır.Bağırsak florasının sağlıklı kalması demek, bağışıklık sisteminin de güçlü olması demektir. Alerjik sorunlar, stres ve yorgunluk ile kilo problemlerinde zararlı olan bakterilerin bu sorunları tetikleme özelliği bulunmaktadır. 

Güçlü probiyotik kaynaklara yönelmek ise en doğrusu olacaktır. Sirke, şalgam, kefir, ev yoğurdu, boza, ayran, keçi sütü, turşu gibi besinler probiyotik açıdan zengindir. Bu besinlerin düzenli olarak tüketilmesi gerekir. Özellikle sebzelerde yer alması, bamya, kereviz, sarımsak, soğan ve pırasa yararlı bakteriler bakımından zengindir. Elma ve mut ile birlikte kepekli pirinçler, tam buğday, yulaf, ceviz, badem, keten tohumu, fasulye, mercimek ve nohut gibi yiyecekler içerisinde çok fazla yararlı bakteri bulunmaktadır. Bu yararlı bakterilerin vücuda girişi sadece ihtiyaç anında yapılmamalıdır. Düzgün bir beslenme programının ömür boyu uygulanması gerekir. Özellikle her gün evde yapılmış bir yoğurt ve süt tüketimi sağlanmalıdır. Kaliteli olan karbonhidratların seçimi de dengeli olmalıdır. İshal, kabızlık ve gaz gibi sorunlar olduğunda gıda ile takviye alınması bu sorunların çözülmesine yardımcı olacaktır.

Probiyotikler İle İlgili Önemli 5 İpucu

  • Dost bakteriler olarak adlandırılan probiyotikler bağırsak duvarlarını kaplarlar ve bu esnada koruyucu bir duvar meydana gelmektedir. Bu duvar zararlı bakterilere karşı aslında doğal bir koruma görevi görmektedir. Zararlı bakterilerin bağırsak içinde çoğalması oluşan bu duvarı bozar ve duvar bozulmakla kalmaz, zararlı olan bakteriler vücudun diğer noktalarına ulaşabilir. 
  • Probiyotikte var olan yüz trilyon yararlı bakteri sayesinde sağlıklı bir yaşam sürülmektedir. İnsan bedeninde hücre sayısının minimum 10 katı kadar yararlı bakteri bulunmakta ve bunların en az 500 çeşidi bulunmaktadır. 
  • Yararlı olan mikroorganizmalar vücudun farklı noktalarında bulunmakta ve pek çoğu kalın bağırsakta faaliyetlerini sürdürmektedir. 
  • Bağırsağın iç dengesinin korunması sebebi ile ishal ve kabızlığa engel olunması için vitaminlerin üretimine ağırlık verilmelidir. Gıdaların içinde toksik olanların ayrılması, bağışıklık sisteminin takviye edilmesi, tümörlere karşı savunmanın desteklenmesi probiyotikler ile mümkün olmaktadır. 
  • Geleneksel mutfağımızda aslında pek çok yararlı bakteri bulunuyorken bu yiyecekler geçmişe oranla günümüzde daha az tüketilmektedir. Aslında antibiyotikler vasıtası ile yararlı olan bakteriler de yok ediliyor. İlaçların suiistimal edilmesi ve beslenmede yapılan hatalar sebebi ile vücutta bulunan yararlı bakteri sayısında da azalma meydana geliyor. Sağlık açısından çok önemli olan bu besinlerin mayalı ekmek, tarhana, salatalık turşusu, turşu suyu, lahana, yoğurt ve kefir gibi gıdalarda yüksek miktarda bulunduğunu belirtmek gerekiyor. Bu gün ne yazık ki hızlı, hazır fakat yararlı bakterilerden yoksun olan gıdalar tüketilmeye başlandı. 

Probiyotiklerin korunarak desteklenmesinin yolu gereksiz ilaç kullanımına son vermek ve dengeli beslenmek olacaktır. Sindirim sisteminde emilmeden bağırsaklara geçen lif yapısında buluna prebiyotikler yani probiyotikten zengin olan gıdalar sebzeler, meyveler ve tahıllarda çokça bulunmaktadır. Günde en az 4 gr probiyotik tüketmek gerekir. Bağırsakta yaşayan bu yararlı bakteriler mikroplar ile mücadele ederken bizler de aslında onlara ev sahipliği yapıyoruz. Tükettiğimiz gıdaların içeriğinde bulunan bakteriler bağırsaklar tarafından yol edilmiyor, yararlı bakterilerin az olması ya da olmaması durumunda ise savaşı kazanmak mümkün olmuyor. Kısacası uzmanlar tarafından önerilen gıdalar dengeli ve ölçülü şekilde tüketilmeli, bu sayede probiyotik depolarını doldurmak gereklidir.

Yorum gönder